İçeriğe geç

Sepet

Sepetiniz boş

Makale: Yüz Gençleştirmede "Mikroiğneleme" Neden Bu Kadar Popüler?

Why is "Microneedling" So Popular for Facial Rejuvenation?
collagen

Yüz Gençleştirmede "Mikroiğneleme" Neden Bu Kadar Popüler?

Mikroiğneleme, yüz ve dekolte bölgesini gençleştirmek için çok sayıda küçük iğneyle donatılmış, elde taşınabilen bir cihaz kullanan bir tekniktir. Bu iğneler ciltte kontrollü mikro hasarlar oluşturarak genç bir cilt için gerekli olan iki protein olan kolajen ve elastin üretimini uyarır. Cilt iyileştikçe, bu mikro hasarlar yeni kolajen ve elastinle dolar ve daha kalın, daha elastik ve daha sıkı bir cilt ortaya çıkar. Klinik olarak, bu işlem yaşlanan cildin kalitesinde ve dokusunda iyileşmelere yol açarak daha genç ve canlı görünmesini sağlar. Gözenek boyutu küçülür, ince çizgiler ve kırışıklıklar yumuşar, akne izleri kaybolur ve güneş hasarı, çatlaklar ve diğer cilt kusurlarının görünümü önemli ölçüde azalır.

Bu teknik ilk olarak 1996 yılında, üst dudak kırışıklıklarını azaltmak için dermaroller kullanan plastik cerrah Dr. Des Fernandes tarafından geliştirilmiştir. O zamandan beri, teknolojik gelişmeler mikroiğneleme cihazlarını geliştirmiştir. Günümüzde bu tedaviler, 0,5 ila 3 mm arasında değişen iğne çaplarına ve uzunluklarına sahip cihazlar kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Hijyen sağlamak için iğneler tek kullanımlıktır. Mikroiğneleme, lazer ve kimyasal peeling tedavilerinin uygun olmayabileceği göz çevresi, ağız ve dekolte gibi bölgelerde güvenle kullanılabilir. Kızarıklık genellikle birkaç saat içinde geçer ve bu da işlemin hastalar tarafından iyi tolere edilmesini sağlar.

Mikroiğneleme tedavileri genellikle 4-6 hafta arayla birden fazla seans halinde uygulanır. Bakım seansları 6-12 ayda bir yapılabilir.

Uygulama Alanları:
Mikroiğneleme genellikle yüz bölgesinde uygulansa da, karın ve kalça bölgelerine de uygulanabilir. En iyi sonuçları elde etmek için tek bir tedavi yerine, art arda birden fazla seans gereklidir.

Mikroiğneleme Hangi Cilt Sorunlarına Çözüm Olabilir?
Mikroiğneleme, cilt hasarından kaynaklanan çeşitli dermatolojik sorunların tedavisinde etkilidir, bunlar arasında şunlar yer alır:
- Sivilce
- Yaşa bağlı kırışıklıklar
- Çatlaklar
- Yara izleri
- Hiperpigmentasyon veya renk değişikliği
- Cilt sıkılığının kaybı ve sarkık cilt
- Genişlemiş gözenekler
- Güneş yanıkları veya güneş lekeleri

Mikroiğneleme Nasıl Yapılır?
Mikroiğneleme işlemi, yüzeyinde mikro iğneler bulunan kalem şeklinde bir cihazın kullanılmasını içerir. İşlemden önce, uygulama bölgesi makyaj ve diğer kalıntılardan arındırılmak üzere temizlenir. Bölgeyi dezenfekte etmek için antiseptik solüsyonlar uygulanır ve rahatsızlığı en aza indirmek için uyuşturucu kremler kullanılabilir.

İşlem sırasında cihaz, tedavi bölgesine bağlı olarak yaklaşık 20 dakika boyunca ciltte çok sayıda mikro kanal açar. Bu mikro kanallar hafif kanamalara neden olabilir, ancak önemli bir hasara yol açmaz. Tedavi sonrasında, cildin yenilenmesine ve temizlenmesine yardımcı olmak için solüsyonlar uygulanır.

Bu mikro yaralanmaların iyileşme süreci birkaç gün sürer ve bu süre zarfında kızarıklık ve hassasiyet oluşabilir. Mikroiğneleme seanslarının sıklığı ve sayısı, genellikle dört hafta boyunca en az dört seans olmak üzere, hastanın ihtiyaçlarına göre doktor tarafından belirlenir. Tam sonuçların ortaya çıkması birkaç ay sürebilir.

Mikroiğnelemenin Avantajları:
Birçok kozmetik tedavi yönteminin aksine, mikroiğneleme çeşitli avantajlar sunar:
- Pigmentasyon ve soyulmaya neden olmaz.
- Lazer tedavilerinden farklı olarak ciltte renk değişikliğine veya ısınmaya neden olmadığı için koyu cilt tonları için de uygundur.
- Ulaşılması zor bölgelere uygulanabilir.
- İşlem sonrası minimal rahatsızlık veren, invaziv olmayan bir yöntemdir.

Mikroiğnelemenin Riskleri:
Mikroiğneleme minimal invaziv bir işlem olmasına rağmen bazı riskler taşır:
- Kısa süreli hassasiyet, tahriş ve kızarıklık.
- İşlem sırasında hafif kanama veya morarma olasılığı vardır, hijyen kurallarına uyulduğu takdirde enfeksiyon riski düşüktür.
- Nadir durumlarda yara iyileşmesi bozuk olan hastalarda anormal skar oluşumu görülebilir.
- Kullanılan solüsyonlara veya ekipmanlara karşı olası alerjik reaksiyonlar.
- Diyabet gibi kronik rahatsızlıkları veya egzama, sedef hastalığı gibi cilt sorunları olan hastalarda kontrendikedir; bu hastalar tedavi öncesinde bir uzmana danışmalıdır.

Mehr lesen

The Easiest Way to Follow a Daily Skincare Routine

Günlük Cilt Bakım Rutinini Takip Etmenin En Kolay Yolu

Cildinizin sağlığını, gençliğini ve canlılığını korumak için günlük cilt bakım rutini çok önemlidir. Bu adımları düzenli olarak uygulamak, cildinizi çevresel faktörlerden korumaya, nem seviyelerini...

Daha fazlasını oku
THE NEW TREND IN SKINCARE: REJUVENATE YOUR SKIN WITH DS V-LINE PRODUCTS

CİLT BAKIMININ YENİ TRENDİ: DS V-LINE ÜRÜNLERİYLE CİLDİNİZİ GENÇLEŞTİRİN

Günümüz dünyasında cilt bakımı sadece estetik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam tarzının da bir parçası haline geldi. DS V-LINE, yenilikçi cilt bakım ürünleri ve profesyonel eğitim...

Daha fazlasını oku